Hisse Senedi Basım ve Pay Sahiplerinin Hak ve Yükümlülükleri
Hisse Senedi Basım ve Pay Sahiplerinin Hak ve Yükümlülükleri, Hisse senetleri resmi literatürde pay senedi olarak adlandırılır. Pay senetleri; anonim ortaklıkların ihraç ettikleri, anonim ortaklık sermaye payını temsil eden kıymetli evrak niteliğine sahip senettir. Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler de hisse senedi çıkarabilmekte ancak bunlar halka arz yoluyla satılamamaktadır.
Hisse senedi basımı konusunda detaylı bilgi için TIKLAYINIZ
Kıymetli Evrak Niteliğinde Hisse Senedi İhraç Edebilecek Şirket ve Kuruluşlar
a) Anonim Şirketler
Anonim şirketleri, hisse senetlerini hangi yolla çıkardıkları göz önüne alınarak üç ana grup halinde tasnif etmek mümkündür.
Yalnızca Türk Ticaret Kanunu’nun hükümlerine tabi, halka açık olmayan anonim ortaklıklar (Hisse senetleri halka arz edilmemiş anonim ortaklıklar): Bu tip şirketlerde, şirketin kendi iradesinin hâkim olduğu, bu iradenin sadece Ticaret Kanunu’ndaki amir hükümlerle sınırlandırıldığı görülmektedir. Özellikle anonim ortaklık yakın akrabalardan ve aynı soyadı taşıyan ortaklar arasından kurulmuşsa, anonim ortaklık sermaye idaresi ve yönetimi de tek kişinin iradesi ile işleyen bir görüntü verir.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun ilgilenmediği bu tip şirketler, halkın küçük tasarruflarını toplayıp bu yolla öz sermaye birikimi sağlama yolunu benimsemediklerinden, sermaye piyasasının gelişmesine yardımcı olmayan veya bu piyasada etkinliği bulunmayan şirketler durumundadırlar.
Ticaret ve Sermaye Piyasası Kanunları hükümlerine tabi, Kayıtlı Sermaye Sistemi dışındaki halka açık anonim ortaklıklar (Hisse senetlerini halka arz etmiş veya arz etmiş sayılan anonim ortaklıklar):Bir kapalı veya aile anonim ortaklığı hisse senetlerini halka arz ederek, Sermaye Piyasası Kanunu’nun kapsamına girme kararı verebilir ve böylece halka açık anonim ortaklık karakteri kazanabilir.
Böyle bir karar küçük tasarrufları toplayarak öz kaynak niteliğinde fon oluşturmak niyetinden kaynaklanır. Öte yandan pay sahibi sayısının 250’den fazla olduğu herhangi bir şekilde tespit olunan anonim ortaklıkların hisse senetlerini halka arz etmeseler bile hisse senetleri halka arz olunmuş sayılır ve bu ortaklıklar, halka açık anonim ortaklık hükümlerine tâbi olurlar.
Sermaye artırımı yönünden, yalnızca Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine tabi anonim ortaklıklar (Kayıtlı Sermaye Sistemindeki Anonim Ortaklıklar):Hisse senetlerini halka arz etmek üzere kurulan anonim ortaklıklar ile; kurulmuş olup da, sermaye artırmak suretiyle hisse senetlerini halka arz edecek olan anonim ortaklıklar, Kurul’dan izin almak şartı ile kayıtlı sermaye sistemini kabul edebilirler.
Bu halde ortaklığın esas sermayesi, çıkarılmış sermaye olur ve sözleşmede tespit edilen kayıtlı sermaye miktarına kadar yeni hisse senetleri çıkarmak suretiyle yönetim kurulu tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun esas sermayenin artırılmasına ilişkin hükümlerine bağlı kalınmaksızın sermaye artırılabilir. Anonim ortaklıklar, SPK Kurulu’ndan izin almak suretiyle kayıtlı sermaye sisteminden çıkabilecekleri gibi bu sisteme alınmada aranan nitelikleri yitirmeleri halinde, Kurul tarafından da sistemden çıkartılırlar.
Nama yazılı hisse senedi hakkında bilgi almak için linke tıklayınız.
b) Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Ortaklıklar
Bu şirketler de hisse senedi ihraç edebilirler. Ancak teorik olarak menkul kıymet kabul edilebilecek olan bu senetler, kanunen menkul kıymet olarak kabul edilmemektedir. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde ‘Sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklıkların hisse senetleri halka arz yoluyla satılamaz’ ifadesi yer almaktadır.
c) Özel Kanunlarla Kurulmuş Bulunan Kuruluşlar
Bazı bankalar, T.C. Merkez Bankası, sigorta şirketleri, anonim ortaklık halinde kurulmuş bulunan iktisadi devlet teşekkülleri, bağlı ortaklıklar, yatırım ortaklıkları, aracı kurumlar ve özel finans kuruluşları hisse senedi ihraç edebilirler.
Kıymetli Evrak Niteliğinde Olmayan Hisse Senedi Çıkarabilecek Şirket ve Kuruluşlar
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Limited şirketlerde esas sermaye pay senetlerinin ispat senedi olarak düzenlenebilmesinin yanı sıra nama yazılı olarak da düzenlenebileceğini kabul etmiştir. Ancak Limited şirkette nama yazılı pay senedinin çıkarılmış olması, Limited şirket payının devrine ilişkin hükümlerin uygulanmasında bir değişiklik yaratmayacaktır. Bu pay senetleri kıymetli evrak niteliğinde değildir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, Limited şirket tarafından çıkarılacak nama yazılı pay senedi anonim şirketlerce çıkarılacak pay senedinden farklı hükümlere bağlanmıştır. Şöyle ki, Esas sermaye payını içeren nama yazılı senet çıkarılması, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamaz.
Kooperatiflerde, ortaklık senedi kıymetli evrak niteliğinde olmayıp, ortağın, kanun ve ana sözleşmeyle kendisine tanınan haklarını kullanması sırasında kooperatif ile arasında çıkan birtakım anlaşmazlıkların giderilmesinde bir delil olarak kullanılması ve ilgili mercilere sunulması amacıyla düzenlenen ve ada yazılı olan belgeye ortaklık senedidir.
Hamiline ve Nama Yazılı Hisse Senetleri
Bu ayırımın önemi hisse senetlerinin devir işlemlerinde ortaya çıkmaktadır. Hamiline yazılı hisselerde devir işlemi teslim ve Merkezi kayıt kuruluşu MKK, hamiline pay kayıt sistemine HPKS kayıt yaptırarak tamamlanır. Nama yazılı hisse senetleri ise, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir. Nama Yazılı hisselerin devri ciro edilmiş senedin devir alana teslimi ve şirketin pay defterine kaydedilmesi ile mümkündür.
Esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça anonim ortaklıklar sisteminde asıl olan nama yazılı hisse senetleridir. Bu hisse senetlerinin ortak sayısının tespitinde, ortakların tanınması ve takibinde, malvarlığının korunmasında, ortaklığın yabancılaşmasının önlenmesinde, senedin kaybolması halinde, genel kurul toplantısına katılmada, vergi kaybını önlemede çeşitli yararları bulunmasına karşılık, ortaklık payının devrindeki güçlükler, halka açılmayı engelleme, gizliliği sağlayamama bakımından sakıncaları vardır.
Senedin hamili kim ise bunu yanında Merkezi Kayıt Kuruluşu hamiline pay kayıt sisteminde HPKS sisteminde kaydı varsa, o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan hisse senetleri hamiline yazılı hisse senetleridir. Hamiline yazılı hisse senetlerinin gerçek anonim ligi sağlama, sınai mülkiyetin yaygınlaşmasına yardım etme, senedin kaybedilmesi ve çalınması halinde, hak sahipliğinin kanıtlanmasındaki sıkıntılar, senet üzerinde rehin, intifa haklarının kurulması için senetlerin teslimi zorunluğu bakımından sakıncaları bulunduğu söylenebilir.
Adi ve İmtiyazlı Hisse Senetleri
Hisse senetleri, ana sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sahiplerine eşit haklar sağlarlar. Bu tip hisse senetlerine adi hisse senetleri denir. Bir kısım hisse senetleri ise adi hisse senetlerine nazaran kâra iştirak ve genel kurulda oy kullanma bakımından TTK’nin 401. Maddesine dayanılarak ana sözleşme ile sahiplerine imtiyazlı haklar tanıyabilir.
Esas sözleşme ile imtiyazlı hisselere kârdan belli oranda özel temettü dağıtımı öngörülebilir, rüçhan hakkı kullanımında, oy hakkında, tasfiye sonucuna katılmada, organ üyeliklerine aday göstermede vs. bazı ayrıcalıklar tanınabilir. Ancak Yatırım Ortaklıkları kurucu intifa senedi, oydan yoksun hisse senedi, yönetim kurulu üyelerinin seçiminde oyda imtiyaz hakkı tanıyan hisse senetleri dışında imtiyaz veren hisse senedi ihraç edemezler.
Bedelli ve Bedelsiz Hisse Senetleri
Yeni taahhüt veya ödeme yolu ile çıkarılan, diğer bir deyişle bedelli artırıma konu olan hisseler ya kuruluş aşamasında çıkarılırlar ya da sermaye artırımlarında, rüçhan hakkı kullanımıyla eski ortaklar tarafından veya halka arz yoluyla üçüncü kişiler tarafından satın alınırlar. Bu hisseler karşılığında ortaklık dışı kaynaklardan ortaklığa ödeme yapılmış olur.
Yedek akçe, dağıtılmamış kar, yeniden değerleme değer artış fonu, gayrimenkul satış kazançları veya iştiraklerdeki değer artışlarının sermayeye eklenmesi nedeniyle çıkarılacak hisse senetleri için yeni bir ödeme veya yeni bir taahhüde gerek yoktur. Burada aslında mevcut payların değerleri yükseltilmekte ve gerçekte iç kaynaklardan bir ödeme yapılmaktadır. Bu durumda yeni hisse senetleri eskisinin uzantısı olduğundan, bedelsiz hisse senetlerini edinme hakkı eski ortaklara yani pay sahiplerine aittir.
Primli ve Primsiz Hisse Senetleri
Türk hukuk sisteminde nominal değeri bulunmayan hisse senedi ihracı söz konusu değildir. Öte yandan TTK’nin 286. Maddesine göre de itibari (nominal) (saymaca) değerinden aşağı bir bedelle hisse senedi ihraç edilememektedir. Üzerinde yazılı değer ile ihraç edilen hisse senetlerine primsiz, nominal değerlerinden yüksek bir bedelle ihraç edilen hisse senetlerine primli hisse senedi denir.
Primli hisse senedi ihracı için ya esas sözleşmede hüküm bulunmalı ya da genel kurul tarafından karar alınmalıdır. Kayıtlı Sermaye Sisteminde ise, esas sözleşme ile yetki verilmiş olmak üzere, yönetim kurulu kararı ile primli hisse ihraç edilebilir. Primli hisse senedi ihraç edilmesi halinde oluşacak emisyon primleri vergiye tabi olmaktadır.
Kurucu ve İntifa Hisse Senetleri
Kurucu hisse senetleri, belli bir sermaye payını temsil etmediği gibi, şirketin yönetimine katılma hakkını da vermez. Bu durumda, kuruluş hizmeti karşılığı olmak üzere, ana sözleşme hükümleri gereğince, şirket kârının bir kısmını iştirak hakkı temin etmek üzere ve daima kurucuların adlarına yazılı olmak şartıyla ihraç edilir.
İntifa hisse senetleri, şirket genel kurulunun alacağı kararla bazı kimselere çeşitli hizmetler ve alacak karşılığı olarak kuruluştan sonra verilen ve sermaye payını temsil etmeyen hisse senetleridir.
Şirket kârından kanuni yedek akçe ayrıldıktan sonra bütün hisselere ödenmiş sermayenin %5’i oranında kanuni birinci temettü ödenmeden gerek imtiyazlı hisselere gerekse sermaye payını temsil etmeyen kurucu ve intifa hisse senetlerine özel temettü ödenmez, ödenebilecek miktar da kalan kârın %10’unu geçemez.
Hisse Senedi Türevleri
Kâr ve Zarar Ortaklığı Belgeleri (KZOB)
İhraççılar, kâr veya zarara ortak olmak üzere, tüm faaliyetlerin gerektirdiği finansman ihtiyaçlarını karşılamak için; yurt içinde satılmak üzere, Türk Lirası üzerinden veya yabancı paraya endeksli, yurtdışında satılmak üzere ise Türk Lirası veya yabancı para üzerinden ya da yabacı paraya endeksli “Kâr ve Zarar Ortaklığı Belgesi” (KZOB) adı altında menkul kıymet ihraç edebilir.
KZOB belgeler halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satılabilir. Halka arz edilerek satılmak üzere ihraç edilecek KZOB belgelerin hamiline, halka arz edilmeksizin satılmak üzere ihraç edilecek olanların ise nama yazılı olarak ihraç edilmeleri şarttır. KZOB belgelerin halka arz yoluyla satışında, aracı kuruluş kullanılması zorunlu olup, bu yolla satışı yapılan KZOB belgelere ilişkin anapara ve kar payı ödemelerinin aracı kuruluş vasıtasıyla yapılması zorunludur.
İhraççılar, vade sonunda KZOB sahiplerine ödenmesi gereken tutar karşılığında artırılan sermayelerini temsil eden hisse senetlerini alma hakkı veren “Hisse Senedi ile Değiştirilebilir Kar ve Zarar Ortaklığı Belgeleri” ihraç edebilirler.
KZOB belgelerin hisse senetleri ile değiştirilmesine ilişkin esaslar ihraç öncesinde belirlenerek izah name ve sirkülerde kamuya ilan edilir. Hisse Senedi ile değiştirilebilme hakkı sadece halka arz suretiyle satışı yapılan KZOB belgelere tanınabilir ve KZOB belgelerin hisse senetleri ile değişimi ancak vade sonunda yapılabilir.
SPK Kurul kaydına alınmadan KZOB ihraç edilemez. Çıkarılacak KZOB belgelerin üzerine, kar ve zarara katılacağı ve bu belgelere kar garantisi verilemeyeceği açıkça yazılır. Bu belgeler kuponlu olarak çıkartılamaz.
Kâr ve zarar ortaklığı belgelerinin çıkarılmasındaki temel amaç, menkul kıymetler piyasasında değişime konu olan araçları çoğaltmak ve çeşitlendirmektir. Bunun yanı sıra kâr ve zarar ortaklığı belgelerinin kendine özgü bir menkul kıymet olarak, faiz dışı kazanca uygun bir yönü vardır.
Bu belgeler, kâr ve zarara katılma ve ortaklık hakkı vermekle beraber, hisse senedi sayılamazlar.
Çünkü;
- Kar ve zarar ortaklığı belgeleri, sahiplerine şirket yönetiminde oy hakkı vermez.
- hisse senedinin tersine bu belgeler vadeli olup vade bitiminde anapara ve kâr payı belge sahiplerine geri ödenir.
KZOB belgelerde en kısa vade bir ay, en uzun vade yedi yıldır. Vadeler, ortaklık faaliyetinin özelliğine göre muhtelif dönemlerde aylık ve katları olarak düzenlenir.
Bu tür belgelerin kâra iştirakli tahvillerle de bir ilgisi yoktur. Çünkü zarar durumunda senet sahibinin zarara da katılması söz konusudur.
Kâr ve zarar ortaklığı belgelerinin çıkarımı ve düzenlenmesi Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabidir. Bu belgelerin tutarları, ihraç ve ödeme koşulları ile diğer nitelikleri Kurul tarafından belirlenmektedir. Menkul kıymet alım-satımı ile uğraşan ortaklıkların bu belgeleri ihraç etmeleri yasaklanmıştır.
anonim ortaklığı bedelsiz pay çıkararak ortaklarına vermiştir.
Katılma İntifa Senetleri (KİS)
Ortaklıklar, nakit karşılığı satılmak üzere, ortaklık haklarına sahip olmaksızın kârdan pay alma, tasfiye bakiyesinden yararlanma, yeni pay alma ve SPK Kurulunun 3.seri 10 numaralı tebliğinde belirlenen olanakların bir bölümünden veya tamamından yararlanma haklarını sağlayan KİS çıkarabilir. Katılma intifa senetleri nama yazılı olabileceği gibi, hamiline de çıkarılabilmektedir. Esas sözleşmede hüküm bulunmak koşuluyla, genel kurul kararı ile süresiz olarak çıkarılabilir.
Katılma intifa senetleri (KİS), nakit karşılığı satılmak şartıyla çıkarılabilir ve belirli bir sermayeyi temsil etmedikleri için, bu senetlere sahip olan şahıs ya da kuruluşların şirket yönetimine katılma ve oy verme hakları yoktur.
Katılma intifa senetleri belli bir nominal değerde çıkarılır ve bunun alt sınırı 1.000 TL olup, bunun katları şeklinde değerleri serbestçe belirlenir.
Öte yandan, yine aynı Tebliğin hükümlerine göre, ortaklıkların çıkartabilecekleri KİS tutarı, ödenmiş sermayeleri ve yedek akçeleri toplamından çok, bu toplamın altıda birinden az olamaz. Kar dağıtımında, önce ödenmiş ortaklık sermayesi ile ödenmiş KİS sermayesinin toplamı içinde KİS sermayesinin toplam sermayeye oranı bulunur.
Vergi ve birinci kanuni yedek akçe düşüldükten sonra kalan dağıtılabilir kar içinde, bu orana göre KİS sahiplerine düşen kâr payı hesaplanır. KİS ortaklarına bu şekilde ayrılan kardan, Kanun’un 15. maddesine göre Kurul’ca saptanmış oran ve miktarda birinci temettü tutarında KİS kâr payı ödenir. KİS ortağı olanlara birinci temettüye ek olarak sağlanabilecek diğer menfaatler esas sözleşmede düzenlenir.
Oydan Yoksun Hisse Senetleri (OYHS)
Oydan Yoksun Hisse Senetleri; ortakların sermaye artırımı ile ihraç edebilecekleri, oy hakkı hariç, sahibine kâr payından ve istendiğinde tasfiye bakiyesinden imtiyazlı olarak yararlanma hakkını ve diğer ortaklık haklarını sağlayan hisse senetleridir.
OYHS, hamiline veya nama yazılı şekilde ihraç edilebilir. Ancak nama yazılı OYHS için, TTK’nin 418 inci maddesi hükmü uygulanmaz ve yönetim kurulu bu payları pay defterine kayıttan imtina edemez. OYHS senetlerine tanınan imtiyazlar ile oy hakkının doğması şartları, OYHS senetlerinin üzerine yazılır.
Ortaklıkların çıkarabilecekleri OYHS itibari toplam değer tutarı, ödenmiş veya çıkarılmış sermayenin %75’ini geçmemek üzere esas sözleşmelerinde gösterilir. Limitin belirlenmesinde daha önce ihraç edilmiş OYHS miktarı da hesaba katılır.
Ortaklıkların OYHS ihraç edebilmeleri için, esas sözleşmelerinde OYHS ihracına ilişkin hüküm bulunması, OYHS ihracı için ortaklık yetkili organı tarafından karar alınması, esas sözleşmede OYHS senetlere kar payından ve istendiğinde tasfiye bakiyesinden imtiyaz tanınması ve kar payında imtiyaz oranının gösterilmesi gerekmektedir.
OYHS sahipleri diğer ortaklarla birlikte, Kanunun, tebliğ ve esas sözleşmede belirtilen miktarda kâr payı alırlar. Ayrıca OYHS sahipleri için, esas sözleşmede gösterilecek oranda kâr payında imtiyaz tanınması zorunludur. OYHS sahiplerine, imtiyazlı kar payları nakden dağıtılır.
OYHS sahiplerine tanınan imtiyazlı kar payı dağıtılmadıkça, başka yedek akçe ayrılmasına, ertesi yıla kar aktarılmasına ve yönetim kurulu üyeleri ile memur, müstahdem ve işçilere, çeşitli amaçlarla kurulmuş olan vakıflara ve bu gibi kişi ve/veya kurumlara kardan pay dağıtılmasına karar verilemez.
Ayrıca ortaklık, esas sözleşmesinde hüküm bulunmak koşuluyla OYHS sahiplerine tasfiye bakiyesinde imtiyaz tanıyabilir. Bu halde tasfiye halinde bulunan ortaklığın borçları ödendikten sonra kalan mevcudu,
TTK’nin 401’inci madde hükmü saklı kalmak üzere, öncelikle tasfiye bakiyesinde imtiyazlı OYHS sahiplerine, ortaklığa koydukları sermayenin ödenmesi için tahsis edilir. OYHS senetlerin ilk ihracında halka arz zorunludur.
Ortaklık 3 yıl art arda kar dağıtamazsa veya mevzuat uyarınca izin verilmediği halde, herhangi bir nedenle bir yıl kar dağıtmazsa, durumun kesinleştiği genel kurul toplantı tarihini izleyen yıl OYHS sahipleri esas sermayeye katılmaları ile orantılı olarak oy hakkını elde ederler ve OYHS senetler adi pay haline dönüşür.
Esas sözleşmede başka bir düzenleme olmadıkça, ortaklıkların sermaye artırımlarında esas sermaye içindeki paylarını korumak üzere OYHS ve adi paylar kendi içlerinde yeni pay alma haklarını kullanırlar. Ortaklık, esas sözleşmesinde hüküm bulunmak koşuluyla, bedelsiz sermaye artırımında oy hakkına sahip bedelsiz pay da verebilir. Burada verilecek bedelsiz paylarda imtiyazlar geçerli değildir.
Hisse Senedi Sahibinin Hakları ve Yükümlülükleri
a. Kar Payı Hakkı:
Pay sahibinin en önemli mali haklarından biridir. Kâr payı, pay sahibinin, kazanılmış haklarından olmakla birlikte sınırlandırılabilir. TTK’ye göre kanuni ve ihtiyari yedek akçelerle, kanun ve esas sözleşme gereğince ayrılması gereken diğer paralar safi kardan ayrılmadıkça, kar payı dağıtılamaz (TTK, md.469).
B. Yeni Pay Alma Hakkı (Rüçhan Hakkı):
Ortağın mevcut sermayedeki payı oranında artırılan sermaye kısmından da aynı oranda pay alma hakkını ifade etmektedir. Bu hak, şirketin SPK’nin belirlediği bir süre içinde, eski hisse senetlerinin şirkete ibrazı yoluyla kullanılır.
Rüçhan hakkı ortak yönünden kar ve tasfiye payına katılma ya da oy hakkı gibi kazanılmış bir hak değildir. Rüçhan hakkı iki şekilde ortadan kaldırılabilmektedir. Esas sermaye sisteminde genel kurul, kayıtlı sermaye sisteminde esas sözleşmeyle yetkili kılınmış ise yönetim kurulu rüçhan haklarının kullanımını kısıtlayabilir veya kaldırılabilir.
C. Tasfiye Bakiyesine Katılma Hakkı:
Bu hak, tasfiye sonucunda bir artığın kalması halinde geçerlidir. Her hisse senedi sahibi, bu artığa payı oranında iştirak eder (TTK, Md. 455). Tasfiye artığı olumsuz ise, ödenmeyen pay ile sınırlı bir borç yaratır. Pay bedeli tamamen ödenmişse, borç söz konusu değildir.
Hisse senedi değerinde meydana gelen artış ve kullanılmayan rüçhan hakkı kuponlarının satışından sağlanan gelir de hisse senetlerinin sağladığı diğer mali haklar arasında sayılabilir.
D. Şirket Yönetimine Katılma Hakkı:
Bu hak, şirket yönetim kurulunu seçmek ve hatta bu kurula seçilmektir. Şirket genel kurulu, şirketin ana organı olarak hemen her konuya müdahale edebilir. Ancak yönetim hakkı, genel kurulun çoğu kez adi çoğunluğu ile sağlandığından şirket sermayesinin %51’ini elinde bulunduran ya da bulunduranlar yönetime sahip olabileceklerdir.
Fakat, sermayenin geniş bir tabana yayılması halinde, yönetim hakkı çoğu örneklerde ilginç bir görünüm almakta ve bazı şirketlerde %10’luk oy ile yönetimin ele geçirilebildiği görülmektedir. Gerek ana sözleşmeye konulacak özel hükümlerle, gerek bazı hallerde yasal müdahalelerle azınlık paylarının yönetimde seslerini duyurabilmeleri sağlanabilmektedir (TTK, Md. 341, 348, 349, 366, 367).
Öte yandan, TTK’nin 341, 348, 356, 359, 366, 367 ve 377 inci maddelerinde esas sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahiplerine tanınan haklar, SPK’nin 11. maddesi hükümlerine göre halka açık anonim ortaklıklarda, ödenmiş sermayenin en az yirmide birini (yani %5’ini) temsil eden pay sahipleri tarafından kullanılabilmektedir.
E. Oy Hakkı:
TTK’ye göre pay sahibinin kazanılmış hakkıdır. Her hisse senedi sahibine en az bir oy hakkı verir. Bu esasa aykırı olmamak şartıyla hisse senetlerinin sahiplerine vereceği oy hakkının sayısı esas sözleşme ile tayin olunabilir (TTK, Md. 373). Oyda imtiyaz sağlanması suretiyle bir payın oy hakkı artırılabilir ancak her pay sahibine ait oyların sınırlandırılması mümkün değildir.
Bununla birlikte SPK Kanunu ile getirilen düzenlemeyle anonim ortaklıklar esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla, kar payı imtiyazı sağlayarak, oydan yoksun paylar ihraç edebilir ve bunları temsil eden hisse senetlerini halka arz edebilir (SPK, md.14/A).
F. Bilgi Alma Hakkı:
TTK’ye göre pay sahiplerinin bilgi alma hakkı, esas mukavele ile veya şirket organlarından birinin kararıyla engellenemez veya sınırlandırılamaz. Ayrıca pay sahipleri şüpheli gördükleri konularda murakıpların dikkatini çekmeye ve gerekli açıklamaları istemeye yetkili olup genel kurul toplantısından itibaren bir yıl süreyle de kar ve zarar hesabı, bilanço ve yıllık raporu inceleyebilirler
(TTK, Md. 362 ve 363). Bununla birlikte bu haklar gerçek anlamda bilgi alma hakkını kapsamamaktadır. Zira incelenmesine müsaade edilen defter ve belgelerden öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak şirketin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir (TTK, Md. 363).
G. Sır Saklama Borcu:
Her pay sahibi sonradan ortaklıktan ayrılmış olsa da, şirket sırlarını saklamak zorundadır (TTK, md.363).
H. Sermaye Borcu:
Hisse senetleri, bir ortaklık senedi olarak sahibine bazı haklar sağlamakla beraber, bazı mali sorumlulukları da beraberinde getirir. Gerek yeni kuruluşta gerekse sermaye artırımında, iştirak taahhüdünde bulunan bir ortak taahhüdünü yerine getirmekle yükümlüdür.
Taahhüt ettiği hisselerin apellerini şirket yönetim kurulunun tespit ettiği tarihlerde yatırmak zorundadır. Apel borçlarını zamanında ödemeyenlerden temerrüt faizi talep edilebilir. Bu ortaklar ortaklıktan çıkarılabilirler, yatırdıkları miktar üzerindeki haklarını kaybedebilirler, cezai şartlara muhatap olabilirler, hatta tazminat ödemek durumunda kalabilirler.
Sermayesi tamamen ödenmemiş bir şirket iflas eder veya tasfiyeye tabi tutulursa, şirketin borçlarını ödeyebilmesi için hisse sahiplerinden taahhütlerinin henüz ödemedikleri kısmı talep edilebilir. Böylece, hisseleri devralan aynı taahhütleri de devralmış olur.
Ancak, hisse senedi sahibinin mali sorumluluğu sadece hisse senedi sahibi olmaktan ziyade kuruluşa veya sermaye artırımına iştirak ederken imzaladığı taahhütnameden ileri gelmektedir. Hiçbir taahhütname imzalanmadan portföy yatırımı yapan bir kimsenin sahibi bulunduğu tamamı ödenmiş hisse senetlerinden dolayı herhangi bir mali sorumluluğu söz konusu değildir.
Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı hisse senetlerini elinde tutan kimse, pay defterine kaydedilmekle şirkete karşı geri kalan bedeli ödemekle yükümlü olur. Diğer yandan, söz konusu, mali sorumluluk da kuruluş veya sermaye artırımı dolayısıyla iktisap edilen senetlerin nominal değeri ile sınırlıdır. Temerrüt faizleri ve taahhütnameye derç olunan cezai şart ve tazminatlar bunun dışındadır.
Anonim Şirketlerin Pay Senetleri
Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı kapsamında gelir vergisine tabi tutuluyor. Tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar ise gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Dolayısıyla, gerçek kişi olan anonim şirket pay sahibinin herhangi bir senede bağlanmamış olan paylarını devretmesinden dolayı elde edeceği kazançlar değer artış kazancı kapsamında vergiye tabiyken, aynı payların senede bağlanmış ve bu senetlerin en az iki yıl süreyle elde tutulmuş olması halinde, senede bağlanmış bu payların devrinden elde edilen kazançlar gelir vergisine tabi olmuyor.
Ayrıca, anonim şirketin pay sahibinin tüzel kişi olması halinde ise, olayın iştirak kazancı ve kurumlar vergisi boyutu öne çıkıyor. Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleriyle aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetlerin satışından doğan kazançların yüzde 75’lik kısmı kurumlar vergisinden, tamamı ise KDV’den istisna oluyor.
Kurumların aktifinde yer alan iştirak hisselerinin pay senedine bağlanmış olup olmaması sonucu değiştirmiyor. Anonim şirketin pay sahibinin tüzel kişi olması halinde ise, olayın iştirak kazancı ve kurumlar vergisi boyutu öne çıkıyor.
Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleriyle aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetlerin satışından doğan kazançların yüzde 75’lik kısmı kurumlar vergisinden, tamamı ise KDV’den istisna oluyor. Kurumların aktifinde yer alan iştirak hisselerinin pay senedine bağlanmış olup olmaması sonucu değiştirmiyor.
Limited Şirketlerin Hisse Senedi Basımı
Limited şirketlerde pay senedi çıkarabilirler Yasal bir sorun yok. Fakat bu çıkardıkları pay senetleri kıymetli evrak niteliğine değildirler. Bu pay senetleri sadece ortağın bu şirkette ne kadar payı oluğunu gösterir. Görüldüğü gibi pay senedi çıkarmanın ortaklara bir faydası yoktur.
Limited şirketlerde hisse senedi veya geçici ilmühaber çıkarılmadığı için şirket hissesi (ortaklık payı) ne zaman satılırsa satılsın bu satıştan doğan kazancın değer artış kazancı istisnası düşüldükten sonra geriye kalan “değer artış kazancı” olarak vergilendirilmektedir.
Türk Ticaret Kanunun 518’inci maddesinde ise, “sermaye payının, konulması taahhüt edilen sermayeye göre belirleneceği, ancak, pay hakkında tanzim edilecek senetlerin kıymetli evrak vasfını haiz olmayıp sadece bir ispat vasıtası sayılacakları” hükme bağlanmıştır. Bu manada, TTK’da her ne kadar limited şirketlerde payları temsil etmek üzere senet çıkarma imkânı sağlansa da bu senet kıymetli evrak vasfında olmayan, sadece sahibinin şirkette pay sahibi olduğunu ispat eden bir belge niteliği taşır.
Hal böyle olunca da limited şirket hisse senetleri anonim şirket hisse senetlerinin aksine devre konu olamazlar. Dolayısıyla, limited şirketlerde pay devri sadece çıplak paylar itibariyle yapılabilir, payları temsil etmek üzere çıkarılacak senetler devredilemezler.
Geçici İlmühaber
Geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kâr payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.
Pay Senedi Çıkartılması
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 486’ncı maddesi ile anonim şirketlerin pay senedi bastırması konusu düzenlenmiş, hamiline yazılı pay senetlerinin çıkarılması zorunlu kılınmış iken nama yazılı pay senetleri için bu zorunluluk öngörülmemiştir.
6102 sayılı Kanunun 486/2 maddesine göre payları hamiline yazılı anonim şirketler pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtmak zorundadır. Madde 486/3 uyarınca ise, nama yazılı paylar için pay senedi çıkarılması azlığın talebine bağlıdır.
Buna göre, şirket sermayesinin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri talepte bulunursa, nama yazılı pay senedi bastırılacak ve tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılacaktır.
Hamiline veyahut nama yazılı pay senedi çıkarılmasının ilk adımı esas sözleşmedeki sermaye ile ilgili maddenin, uyumlu olması şarttır. Eğer uyumlu değilse hemen esas sözleşmede bu hususta değişiklik yapmak gerekir.
Esas Sözleşme uyumlu ise yönetim kurulu kararı alınır ve pay senetleri bastırılır.
Nama Yazılı Hisse senedi basımda Gerekli evraklar ve genel bilgi için tıklayınız.
Nama Yazılı Pay Senedinin Bastırılmasında Dikkat Edilecek Hususlar
- Nama yazılı pay senedi bastırılması kural olarak zorunlu değildir.
- Pay senedi çıkarmak görevi yönetim kurulunundur. Yönetim kurulu bu görevi icra etmek için karar alması uygun olacaktır.
- Şirket sermayesinin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri talepte bulunursa, nama yazılı pay senedi bastırılacak ve tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılacaktır.
- Pay senedi bastırılması için pay bedelinin tamamının ödenmesi şart değildir.
Hamiline Yazılı Hisse senedi basımda Gerekli evraklar ve genel bilgi için tıklayınız.
Hamiline yazılı pay senedinin bastırılmasında dikkat edilecek hususlar
- Pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerinin bastırılıp pay sahiplerine dağıtılması şarttır.
- Pay senedi çıkarmak görevi yönetim kurulunundur. Yönetim kurulu bu görevi icra etmek için karar almak zorundadır.
- Paylar Merkezi kayıt kuruluşu Hamiline pay kayıt sistemine (HPKS) kaydettirilmesi gerekir, kayıt yapılmadan ticaret sicil kararınızı tescil etmeyecektir.
- Alınan karar ticaret sicili müdürlüğüne tescil ettirilerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilir. İnternet sitesi kurmak zorunda olan şirketler bu kararı internet sitelerine koymak zorundadırlar.
- Pay senedi bastırılıncaya kadar yani 3 ay ile sınırlı olmak üzere ilmühaber çıkartılabilir. Bu hükümden şunu anlamak gerekir. Anonim şirket hamiline yazılı paylar için pay senedini 3 ay içinde bastırmak zorundadır. Bu süre içinde ortakların pay sahipliklerini belgeleyebilmeleri için ilmühaber çıkartılabilir. 3. ayın sonunda Pay senedi bastırılınca ilmühaber alınıp yerine pay senedi verilir.
Pay Senetlerinin Devri
1. Senede Bağlanmamış (Çıplak) Payların Devri:
Anonim ortaklık payını temsilen henüz kıymetli evrak niteliğinde bir senedin çıkarılmamış olduğu hallerde, çıplak (senede bağlanmamış) paydan bahsedilmektedir. Türk Ticaret Kanunumuzda, çıplak payların devredilmesine ilişkin olarak açık bir hüküm yoktur.
Ancak bu, çıplak payın devrine engel değildir. Halka açık anonim şirketler dışında, anonim şirketlerde genel kural hisse senedi bastırılması zorunluluğunun bulunmamasıdır. Bu kuralın tek istisnası ve Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun bu konuda getirdiği en önemli yeniliklerden birisi de hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getirilmiş olmasıdır. TTK 486/2. maddesine göre, paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır.
Anonim şirketlerde pay senetleri kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir. Senede bağlanmamış çıplak paylarda, pay senetleri gibi devre konu olabilir, haciz edilebilir, rehin edilebilir, üzerinde intifa hakkı kurulabilir. Kaldı ki, anonim şirkette pay sahipliği sıfatının kazanılması, pay senedi bastırılmasına bağlı değildir.
Büyük kurumsal şirketler dışında uygulamada anonim şirketlerin çoğunda pay senedi bastırılmadığı görülmektedir. Bu nedenle çıplak payların devir şekli önem arz etmekte olup, birçok hukuki ihtilafa da konu olmaktadır.
Senede bağlanmamış çıplak paylar, Borçlar Kanunu 183- 194. maddeleri arasında düzenlemesini bulan Alacağın Devri (eski kanun deyimiyle Alacağın Temliki) hükümlerine göre devredilebilir. Çıplak payların devrinin mümkün olduğu hususu Türk öğretisinde ittifakla kabul edilmekte ve Yargıtay’ın muhtelif kararlarında da açıkça belirtilmektedir.
Yargıtay bir kararında, Nama yazılı hisse senetlerinin devrinin bir temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi ile mümkün olabileceğini açıkça belirtmiştir.
Alacağın Devri tasarrufi bir işlem olduğu için, alacağı devretmek etmek isteyen kimsenin devrettiği anda tasarruf yetkisine sahip olması, bu sözleşmenin geçerli bir biçimde kurulabilmesi bakımından öncelikli şarttır. Ayrıca Borçlar Kanunu 184. maddesinde ki, “Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.
” hükmü gereğince alacağın devri yazılı şekle tabi tutulmuştur. Burada aranan yazılılık şartı bir geçerlilik şartıdır. Yazılı olarak yapılan ve tasarrufi niteliği olan alacak devri işlemi ile çıplak pay devredilir. İşlemin yazılı olarak yapılması zorunludur, aksi takdirde çıplak payın devri gerçekleşmez.
Senede bağlanmamış paylar için de bir pay defteri tutulması gerekmektedir. Nitekim çıplak pay da olsa, devrin şirkete karşı ileri sürülebilmesinin (genel kurula katılma, kâr payı alma vb. mali ve yönetimsel ortaklık hakları için) yegâne yolu payın, pay defterine kaydedilmiş olmasıdır. Yargıtay da aynı görüştedir.
2. Nama Yazılı Pay Senetlerinin Devri:
TTK 484.madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere Anonim ortaklıklarda pay senetleri hamiline veya nama yazılı olabilir. Nama yazılı pay senetleri kıymetli evrak niteliğindedir ve kural olarak pay senetleri nama yazılıdır. Ana sözleşmede aksine düzenleme yapılabilir.
Şirket ana sözleşmesinde pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olabilecekleri de düzenlenebilir. Böyle bir durumda ana sözleşme değişikliğine gerek olmaksızın yönetim kurulu kararı ile pay senetlerinin nev’i değiştirilebilir.
Nama yazılı pay senedi, kanunen emre yazılı bir senettir. TTK 490. maddesine göre nama yazılı pay senedi, “ciro” ve “zilyetliğin devralana geçirilmesi” ile devredilebilmektedir. Buna göre nama yazılı pay senedi, senedin devralana teslimi olmaksızın, sadece ayrı bir kâğıda yazılan temlikname ile devredilemez. Yargıtay da bu görüştedir.
Kıymetli Evrakın devri ve ciroyu düzenleyen TTK 648. madde yollamasıyla pay senetlerinin cirosunda, poliçenin cirosuna ilişkin hükümlerin (TTK 681-684 md) dikkate alınması gerekmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, pay senetlerinin devrinde cironun kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir. Cironun tabi tutulduğu her şart yazılmamış sayılır. Yeni Türk Ticaret Kanununun 477.maddesinde açıkça belirtildiği üzere “pay şirkete karşı bölünmez”. Kanun burada pay senedinin içerdiği hakların kısım kısım birden fazla kişiye ciro edilmesini yasaklamıştır.
Pay senetlerinin cirosuna ilişkin atfın yapıldığı poliçenin cirosunu düzenleyen yeni TTK 682.madde¬sinde de zaten isabetli olarak, cironun kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini ve kısmi cironun batıl olduğu hususu açıkça düzenlenmiştir. Pay senedinin teslimi, daha uygun bir ifade ile zilyetliğin devralana geçirilmesi çok önemlidir.
Yoksa mülkiyet devralana geçmez. Nitekim TTK “ya göre pay senedinin içerdiği hak senede bağlı olup, senetsiz devir ileri sürülemez. Buradaki teslim hususu, öğretide geniş yorumlanmakta ve fiilen teslim anlamında değil, zilyetliğin geçirilmesi anlamındadır.
Nama yazılı payların devrinde önemli bir özellikte, devrin şirkete karşı hüküm ifade etmesi için, pay defterine kaydedilmesi de gerekmektedir. Şirket, kuruluş ve sermaye artırımları dışında, payların pay defterine kaydını kendiliğinden yapmaz. Söz konusu husus mutlaka ilgililerince ve özellikle de hisseleri devralan tarafından talep edilmelidir.
Söz konusu talep şirket yönetim kurulu tarafından yerine getirilmezse devralan tarafından şirket aleyhine ifa davası açılmalıdır. Böyle bir davanın kabulüne ilişkin mahkeme ilamı, devrin pay defterine işlenmesine dair yönetim kurulu kararı yerine geçecektir.
TTK 490 madde hükmünden de anlaşıldığı üzere, nama yazılı pay senetlerinin devri şirket ana sözleşmesine konacak hüküm ile sınırlandırılabilir. Böyle bir hüküm yoksa hisse devri mümkündür.
Pay senetleri, miras veya cebri icra yolu ile veya karı koca mallarının idaresine ilişkin hükümler nedeniyle kazanılmışsa, teminat istenemeyeceği gibi payların devri de engellenemez. Taraflar arası mülkiyet devri için temlikname, ciro ve teslim yeterlidir. Böylece devir işlemi taraflar arasında tamamlanmış olur.
Ancak şirkete karşı devri ileri sürebilmek için de devrin, pay defterine kaydedilmesi gerekmektedir. Çünkü şirkete karşı ortak, pay defterinde kayıtlı olandır. Şirkete karşı kullanabileceği ortaklık haklarını, örneğin kâr payı alma hakkı, tasfiye bakiyesi hakkı, hazırlık devresi faizi hakkı, iptal davası açma hakkı, genel kurula katılma ve oy kullanma hakkı gibi haklarını, pay defterine kayıtlı olan ortak kullanabilir.
Ana sözleşmeye veya kanuna aykırı bir devir olması ve böyle bir devrin pay defterine kaydedilmesi halinde ise, ilgililer tarafından kaydın terkini için dava açabilirler.
3. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Devri:
TTK 489 maddesine göre, “Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle ve Merkezi kayıt kuruluşu Hamiline pay kayıt sistemine kayıt yapıldıktan sonra hüküm ifade eder.” Elbette nama yazılı hisse senetlerinin devri bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere devrin, mülkiyetin geçirilmesi amacı ile yapılması gerekmektedir.
Mesela çalıntı olduğu bilinen hisse senetleri, hırsızı pay sahibi yapmaz. Yargıtay devirde teslim taahhüdünü geçerli saymamıştır. Ancak belirtmek gerekir ki, zilyetliğin geçirilmesi devir için yeterli değildir yeni çıkan düzenlemeye göre devrin tamamlanması için Merkezi kayıt kuruluşu Hamiline pay kayıt sistemine de mutlaka kaydın yapılmış olması gerekmektedir, taraflar isterlerse ayrıca ciro veya temlik beyanı ile birlikte teslim ile de devir işlemi gerçekleştirilebilir.
4. Pay Senedi Yerine Çıkarılan İlmühaberlerin Devri:
İlmühaber, hisse senetleri çıkartılmadan önce bunların yerini tutmak üzere ortaklara verilen menkul kıymet niteliğinde geçici bir belgedir. Belge geçici olsa da, ilmühaberin sağladığı ortaklık hakları süreklidir. İlmühaberler için yasada açıkça düzenlenmiş şekil şartları yoktur. Nitekim pay senetlerinin yerine geçmek üzere düzenlendikleri için aynı şekil şartlarına ve devir usulüne tabidirler.
Yargıtay Hukuk Genel Kumrulu’da bir kararında “diğer taraftan olayda henüz hisse senedi çıkartılmamış ise de ilmühaber çıkartılmış olup, bu da pay senedinin yerini tutar. “şeklinde içtihat oluşturmuştur. İlmühaberler üzerinde de rehin ve haciz yapılabilir, intifa gibi haklar verilebilir.
Ancak şirketin hisse senetlerini çıkartması ile birlikte ilmühaber hükümsüz hale gelir. Şirketçe pay senedi düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda ilmühaberler, ortakların elinde kalsalar da, iptal şerhi verilmemiş olsa da geçerliliğini kaybederler ve iyi niyetli kişiler dahi korunmaz.
Anonim Şirket Paylarının Miras Yolu ile Devrine İlişkin Özellikler: yahut iç kaynakların (sermaye veya kâr yedeklerinin yahut özel fonların) sermayeye eklenmesi suretiyle çıkarılmışsa, bu paylar herhangi bir süre sınırı olmaksızın ortaklara veya üçüncü kişilere devredilebilir veya bağışlanabilir.
Ancak; ayni sermaye karşılığı çıkartılan payların devri iki yıl süreyle yasaklanmıştır. Yasağa rağmen devir yapılırsa, devir zamanaşımı olmaksızın mutlak butlanla batıldır. Yargıtay da aynı görüştedir.
YMM/BD HASAN SANCAK
Sık Sorulan Sorular
Makronet Hisse Senedi Basım Uzmanlığı ve Ücretsiz Danışmanlık Hizmetleri
Hızlı Kurumsal Şirket Hattı: 0212 565 40 75 pbx / 0533 350 00 83
info@makronetbasim.com